Arduino’nun Yıldızı Nasıl Parladı?
Bundan çok da uzun sayılmayacak bir zaman önce gömülü elektronik dendiği zaman yüksek maliyetli, bir avuç uzman tarafından kullanılan pahalı teknolojik cihazlar akla geliyordu. İlk çıktıklarında uzay uygulamalarında kullanılması düşünülen bu minik bilgisayarların, zamanı gelip de gündelik hayatımızın bir parçası haline geleceği gerçeği, o zamanlar sadece bilim kurgu kitaplarında bahsedilen ve şaka olarak algılanan ütopik bir düşünceydi.
70’lerin dünyasında cep telefonları ile ilgili algı, uzaylılara yakışan bir teknoloji olduğuydu. Gerçekten de, Uzay Yolu filminin ünlü karakteri Mr. Spock‘un elinde tuttuğu cihazın teknolojisi, bugünkü cep telefonlarının yanında çok oyuncağı niteliğindedir.
Akıllı buz dolapları, akıllı ev aletleri ve oyuncaklar geçmiş yılların bir hayaliydi. Ancak, şimdi yaşadığımız dünyada kullandığımız pek çok araç ve gerecin içerisinde, varlıklarını belli etmeden bize hizmet eden bu teknoloji aslında “embedded“, yani gömülü teknoloji tabanlıdır.
Geçtiğimiz on yıl içerisinde bir İtalyan, çevresinde gelişen trendlere bakarak, insanlara hala uzak ve yalnızca uzmanların tekelinde olan bu teknolojiye dair ticari ve eğitsel yönlerin farkına vardı. Üzerinde haftalarca kafa yoracağı bir prototip geliştirerek işe başladı. Bu prototip, elektronik konusunda çok da deneyimli olmayan, eli havya tutmayan ya da bu konudaki becerisi çok da gelişmiş olmayan kullanıcılara hitap etmeliydi.
O zamanlar, aslında herkesin bildiği bir konu olan, elektronikte her şeyin temel devreler üzerinde kurulu olduğu ve her yeni devrede bunların tekrarlandığı kuralını baz alan geliştirici, “Neden tekrar eden kısımları küçük modüller haline getirerek, bunları ana modüle takıp-sökülen bir hale getirmiyorum?” diye düşündü.
Aslen o dönemde aynı düşünceye sahip pek çok başka geliştirici de vardı. Fakat onun görüşleri daha isabetli oldu. Çünkü daha önce başarılı olmuş bir örnek olan Java‘nın yolunu izleyerek Arduino‘yu platformdan bağımsız olarak tasarlamayı düşündü.
Böylelikle ortaya çıkan ürünler ister Linux, ister Mac, isterse Windows veya her hangi başka bir gömülü sistem olmak üzere tümüyle uyum içerisinde çalışabilecekti.
Uno‘nun diğer bir başarısı ise, yine daha evvel başarılı olmuş olan Linux‘un yolunu izleyerek her yönüyle açık bir platform oluşturulma yoluna gitmesiydi.
Bugün Arduino‘yu çalıştıran bütün yazılımsal ve donanımsal unsurları isterseniz kendiniz de yayınlanan planlara bakarak üretebilirsiniz. Ya da bunlarda yazılımsal ya da donanımsal geliştirmeler yapabilirsiniz. Milyonlarca insanın yaptığı bu ortak çalışma, Arduino ortamının gelişmesi için gereken alt yapının temelini oluşturmaktadır.
Arduino‘nun bir diğer önemli üstünlüğü ise ucuzluğudur. Yapılmak istenen işe uygun olarak ucuzdan daha pahalıya pek çok çeşidi olan Arduino ile, bir zamanlar binlerce dolar ödenerek yapılabilen uygulamalar, daha kısa süre içerisinde ve çok daha düşük maliyetlere gerçekleştirilebilmektedir. Bu maliyetler gerçekten çok düşük olduğu için günümüzde Arduino platformunun en önemli kullanıcı gurubunu öğrenciler oluşturmaktadır.
Arduino takımı Massimo Banzi, David Cuartielles, Tom Igoe, Gianluca Martino ve David Mellis‘den oluşur. Nicholas Zambetti başından beri katkıda bulunmuştur. Arduino takımı Massimo Banzi, David Cuartielles, Tom Igoe, Gianluca Martino ve David Mellis’den oluşur. Nicholas Zambetti başından beri katkıda bulunmuştur.
0 Yorumlar