DİRENÇ: Devreye uygulanan gerilim ve akım bir uçtan diğer uca ulaşıncaya kadar izlediği yolda birtakım zorluklarla karşılaşır. Bu zorluklar elektronların geçişin etkileyen veya geçiktiren kuvvetlerdir. İşte bu kuvvetlere DİRENÇ denebilir. kısaca direnç simgesiohm ile gösterilir. Aşşağıda örnek bir direnç ile maddelerin iletkenlik oranlarını görebilirsiniz.

  Dirençler şekildeki gibi tasarlandıkları gibi farklı maddelerden farklı şekil ve bağlantılarlada tasarlanabilirler;

      Carbon Dirençler:  Şekilde görülen basit devre direncidir. Güç Dirençleri    :   Yüksek güçlü akımlar altındada rahatlıkla çalışabilen dirençlerdir.Potansiyometre  :     Üç uçlu ayarlanbilir bir dirençtir.

KAPASİTANS(KONDANSATÖR):Kapasitans kavramını açıklamak istersek; kısaca küçük bir pile benzetmek yanlış olmaz çünkü iki farklı ucun arasındaki dielektrik(yalıtkan) madde sayesinde iki taraftada birikim oluşur. Oluşan bu birikim uçlar kısadevre edilince kendini tamamlayarak bir akım oluşturur bu olayı gerçekleştiren elemanlara kısaca kondansatör denebilir. Aşağıda solda yer alan şekilde temel yapısını gösteren iyi bir örnek ve sağda bulunan şekilde ise bir kondansatörün şarjı görülmektedir.

Fiziksel olarak temel yapı bir maddenin üzerinde hapsedebildiği statik elektrik denen bir temel elektrik depolama işlevinin iki metalin etkileşimi ile artırılarak yön ve miktar verilebilmesidir. Miktar kondansatörün iletken ve yalıtkan kısımlarının özelliklerine bağlı olarak hapsedebileceği maximum gücü belirler, Yön bilgisi ise seçilen maddelerden dolayı ortaya çıkan bir kutuplaşmadır.

Ayarlanabilir Kondansatörler-Film Kondansatörleri  -Havasız ortamlı-Film Kondansatörleri  -Kağıt Kondansatörler-Seramik Kondansatörler -Elektrolitik Kondansatörler  -Mica Kondansatörler-Minyatür kondansatörler-Mikrodalga Kondansatörleri

Kondansatörler görüldüğü gibi çok çeşitli yapılara sahiptirler bunun nedeni ise devrede ihtiyaç duyulaçak özelliklere göre ihtiyacın karşılanmasıdır. Örneğin mica ve seramik kondansatörler ufak kapasitelerde, elektrolitik ise daha büyük kapasitelerde kullanılmaktadır. Tabiki herşey iki metalin bir yalıtkanla birbirinden ayrılması olayı değildir, o yüzden çeşitlilik çok fazladır.

BOBİN: bobinin simgesi

  Devrelerde bulunan akım yollarının hepsi genel açıdan birer bobin görevi yapmaktadır. Bobinin bu yollardan farklı olan yanı uzunluk ve kendi üzerine olan etkisidir. İlk elektrik akımı bulan insanoğlu uzun bir teli metal parça üzerine sararak akım geçirdiğinde metalin mıklatıs görevi yaptığını ve akımın yönüne göre metalin uçlarında NS kutuplarının oluştuğunu bulmuştur. Bulan kişi yine Farday(1791-1867)'dır. Kısacası bobin bir iletkenin üzerinden geçen akımı mağnetik alan çizgilerine çevirerek yapısal olarak enerji dönüşümünü gerçekleştirmiştir.

TRANSFORMATÖR (Trafolar):

Elektrik akımının herzaman üretildiği büyüklükte kullanılamadığı gerektiğinden voltaj değerini azaltan veya çoğaltan bir devre elemanına ihtiyaç duyulmuştur. Bir direnç gösterilerek akım düşürülmeli ve böylece gerilim azaltılmalıydı ama aktif dirençler bu işi göremezlerdi çünkü istenen değerler tam olarak sabit olmamakla birlikte güç tüketimi düşüktü. Kondansatörler ise ihtiyaca uyacak özellikli değildi sadece depolar ve geri verirlerdi ama Bobin işimizi görebilecekgibiyidi.

dİyot: Diyot simgesi

   Eketrik akımı normal iletkernler kullanılarak birçok elaman geliştirilmiştir fakat asıl gerekli olan karar verme yetisine sahip olan bir elektriksel elemandır. İşte buna ihtiyaç duyan insanoğlu dah önce keşfettiği temel atom bilgilerinin üzerine iki farklı simge kurdu, N ve P diye adlandırıldı. N tipi madde atomlarında bulunan elektronlarının sayısı 5 olan atomlardan oluşuyordu bunla genel vericiydiler, P tipi madde ise en dış yörüngesinde 3 elektron bulunan atomlardan oluşuyordu gelen alıcıydılar. Ardarda konan bu iki madde üzerinden geçen akım elektronlar açısından N den P'ye olacak şekilde geçebiliyorlardı. Tersinde ise yani P den N'e geçiş belirli bir sınır içerisinde imkansızdır. Bu elamana diyot olarak tanımlanmıştır. İki ucu olan elemanın artı olan ucuna Anot, eksi olan diğer uca ise Katot denilmektedir. Akım Anottan Katota doğru yol alır.(+ dan - ye tabirinde)

Peki bu sınırlar nelerdir diye bir tabiri açıklarsak, diyodun yapıldığı maddelerin ileri ve geri kutuplanma diye tabir edilen kutuplanması esnasında içindeki yalıtkan zar açılmak için yani ileri kutuplanmada iletime geçmek için belirlibir sabit gerilime ihtiyaç duyar bu gerilim kullanılan maddeye göre değişmektedir. Geri kutuplamada ise zar aktif durumunu koruyarak belirli bir voltaja kadar iletimi sağlamaz yine bu voltaj kullanılam maddelere göre değişmektedir. Encok kullanılan maddeler silisyum ve Germanyumdur.birbirlerine elektriksel teması bulunmayan iki demir kütle üzerine sarılmış olan bobinler arasında sarım sayısı vede demir kütlerin özelliklerine bağlı olarak akım transferi oluşmaktadır. Aşağı

da TRANSİSTÖR:

  Transistör ilk olarak 1947 AT&T's Bell Labaratuarında John Bardeen, Walter Brattain ve William Shockley tarafından geliştirilidi. Amaç Yarıiletken yani istenildiğinde akımı geçirecek istenildiğinde ise yapı akım geçişini engelliyerek yapısal bir kapı görevi görecekti. Silisyum ve Germanyum yarıiletlenleri kullanılarak üç kutuplu bir yapı oluşturuldu(iki yana Emitör ve Kollektör orta uca ise Beyz denildi). Yapı orta ucundan aldığı gerilimle diğer iki karşılıklı uç arasındaki bağlantıyı kuruyordu. Yapılan bu elektronik kompanend sayesinde günümüz yarı iletken teknolojinin temeli atılmıştır. Şu anda intel firmasının yapdığı mikroişlemciler içerisinde yaklaşık olarak 5 milyar civarında transistör bulunmaktadır.

Yapsıal olarak mükemmelleştirilmek istenen transistör araştırmalarıyla Fet ve Mosfet diye tabir edilen yeni yarı ileten anahtarlama elemanları yapılmıştır. Bunlar transistörün eksik olarak görülen yönlerini kapatmak için geliştirilmiştir. Örneğin Fet yüksek hızlı ve kararlıklı bir eleman olmasına rağmen düşük akımlarda çalışarak bir yapı teşkil etmiştir.Fet'de transistörün üç ucu olan beyz,emitör ve kollektör yerine Gate,Source ve Drain uçları yer almıştır. Aşşağıda genel olarak FET'in yapısı örnek bir devre ilegrafiksel olarak tutumu görülmektedir.